top of page

BÜKREŞ ROMANYA

2 Eyl 2024

6 dakikalık okuma

0

20

0

Bükreş, Romanya'nın başkenti ve en büyük şehri. Şehir, 15. yüzyılda kurulmuş olup, çeşitli tarihî dönemlerden izler taşıyor. Bükreş, mimari çeşitliliği, geniş bulvarları ve modern yapılarıyla "Küçük Paris" olarak anılıyor, aynı zamanda Romanya'nın kültürel ve ekonomik merkezi.

Balkanların Paris’i olarak bilinen Bükreş’te, 200 yıllık Ortodoks kiliseleri, Osmanlı yapıları, Soğuk Savaş’ın sembolleri ve tabi ki Çavuşesku döneminin acı dolu izleri aynı karede yer alıyor. Bunun yanında şehrin tarihini dinledikçe, Bükreş gözünüzde farklı bir yere oturuyor. Ülkeyi 1974-1989 yılları arasında 25 yıl yöneten Çavuşesku’nun izleri silinmeye çalışılsa da, askeri darbe sonrası infaz edilen diktatörün hatıraları ve bıraktığı eserler Romanya’nın son yıllarda önemli bir gelir kapısı.


Devrim Meydanı, Bükreş'in merkezinde Calea Victoriei'de bulunan bir meydan. 1989 yılına kadar Saray Meydanı olarak bilinen meydan, Aralık 1989 Romanya Devrimi'nden sonra yeniden adlandırılıyor. Burada eski Kraliyet Sarayı (şimdi Romanya Ulusal Sanat Müzesi), Athenaeum, Athénée Palace Hotel, Bükreş Üniversitesi Kütüphanesi ve Yeniden Doğuş Anıtı bulunmakta. Meydan aynı zamanda eski Romanya Komünist Partisi Merkez Komitesi binasına da ev sahipliği yapıyor. 1990 yılında bina Senato'nun koltuğu olmuş ve 2006'dan beri İçişleri Bakanlığı ve İdari Reform Bakanlığı burada bulunuyor.



Üniversite Meydanı, Bükreş’in kalbinin attığı noktalardan biri. Şehir hayatı bu meydan üzerinden akıyor. 1989 yılında Çavuşesku rejiminin yıkılmasına yol açan gösteriler burada başladığı için Üniversite Meydanı’nın Romen halkının hafızasında özel bir yeri var. Meydanı, Romanya demokrasisinin tohumlarının atıldığı tarihsel olayların yaşandığı yer olarak nitelendiriyorlar.


Bükreş’in en güzel yapılarından Romanian Atheneum (Opera Binası), 1888’de inşa edilmiş. Fransız mimar Albert Galeron’un imza attığı bina, halktan toplanan bağışlarla yaptırılmış. Bükreş’in en görkemli konser salonuna ev sahipliği yapan bina, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ciddi hasar görmüş, hemen akabinde tekrar onarılmış. Orijinal kimliğini günümüze kadar taşıyan Opera Binası, Bükreş’in hareketli kültür hayatının ayrılmaz bir parçası.




Bükreş’in en tanınmış sahne sanatlarından biri olan Odeon Tiyatro binasının önünde Mustafa Kemal Atatürk’ün Büstü yer almakta. Büstün üzerinde ise Romence şu sözler yazıyor: “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu” ve “Yurtta Barış, Cihanda Barış”. Asıl etkileyici olan kısım ise Atatürk’ün ölüm tarihinin sonsuzluk işareti ile yapılmış olması.

 1946 yılında kurulan tiyatro, Rumen tiyatrosu için kültürel bir merkez haline gelmiş. Bu tiyatro, hem klasik hem de modern oyunların sahnelendiği bir tiyatro ve Bükreş'teki en saygın tiyatrolardan biri olarak kabul ediliyor. Özellikle neo-klasik tarzda inşa edilen ve 20. yüzyılın başlarında tamamlanan tiyatro, iç mekanları ve akustiği ile ünlü.



Bükreş Parlamento Binası, Bükreş'te yer alan ve dünyanın en büyük sivil yönetim binası olarak bilinen bir yapı. Romanya'nın eski komünist lideri Nicolae Çavuşesku'nun emriyle inşa edilmiş.

Avrupa'nın en büyük binası olma özelliği taşıyan bu devasa yapı aynı zamanda ABD'deki Pentagon'un ardından dünyanın da en büyük ikinci binası olma özelliği taşımakta. Sarayın yapımı nedeniyle, Bükreş’in tarihi alanı içindeki 19 Hristiyan Ortodoks Kilise, 6 Sinagog, 3 Protestan Kilise ve 30,000 eski ikametgâh yıkılmış. Binanın yapımı sırasında kullanılan malzeme ve iş gücü açısından oldukça büyük kaynaklar harcanmış ve bu durum Romanya halkı üzerinde büyük bir ekonomik yük yaratmış. Soğuk Savaş’ın sembol isimlerinden Romanya eski Cumhurbaşkanı Nikolay Çavuşesku’nun en büyük hayali, tüm Rumenlerin karnını doyurabileceği ve aynı zamanda Bükreş’i dünya tarihine yazdıracak bir binanın yapılmasıymış. Bazı Rumenler, Parlamento Sarayı’na hâlâ ‘Halkın Evi’ diyor ve onunla övünüyor. 700 mimarın görev aldığı binanın yapımı için eski Bükreş’in beşte biri yok edilmiş. Neoklasik tarza eklektik bir yapı olarak inşa edilen Romanya Parlamento Sarayı, Guinnes Rekorlar Kitabı'na, dünyanın en ağır binası olarak girmeyi başarmış.



Bükreş Ulusal Tarih Müzesi, 1972 yılında kurulan bir müze, Romanya'nın tarihini geniş bir yelpazede sergileyen koleksiyonlara ev sahipliği yapıyor. Müzede, arkeolojik buluntulardan Orta Çağ eserlerine, Osmanlı dönemi eşyalarından modern döneme kadar pek çok tarihsel obje bulunmakta. Ayrıca, müzede Romanya'nın kültürel ve tarihsel gelişimini detaylı bir şekilde anlatan sergiler yer alıyor.

Macca-Vilacrosse Pasajı, Bükreş'te yer alan, tarihi ve mimari açıdan önemli bir pasaj. Bu pasaj, 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş ve o dönemin Bükreş'inde popüler bir ticaret merkezi olarak hizmet vermiş. Macca-Vilacrosse Pasajı, sarı vitray çatıları ve zarif demir işçiliği ile içeri giren doğal ışığı filtreleyerek, mekânda özel bir atmosfer yaratıyor. Günümüzde Macca-Vilacrosse Pasajı, kafe, bar ve restoranlarla dolu. Özellikle nargile kafeleriyle ünlü olan pasaj, hem yerli halk hem de gezginler tarafından sıkça ziyaret ediliyor.


Bükreş Ulusal Sanat Müzesi, Bükreş'te yer alan, ülkenin en büyük ve en önemli sanat müzesi. 1948 yılında kurulan müze, Kraliyet Sarayı'nda bulunuyor.. Müze, Romanya sanatının en iyi örneklerini barındırmakla birlikte, Avrupa sanatına dair geniş bir koleksiyona da sahip. Koleksiyonları üç ana bölüme ayrılmıştır: Ortaçağ Romanya Sanatı: İkonalar, freskler ve çeşitli dini eserlerden oluşan bu bölüm, Romanya'nın zengin dini ve sanatsal mirasını sergiliyor. Modern Romanya Sanatı: 19. ve 20. yüzyıl Romanya sanatçılarına ait resimler, heykeller ve grafik eserler bu bölümde yer alıyor. En önemli isimler arasında Nicolae Grigorescu, Theodor Aman, ve Constantin Brâncuși bulunuyor. Avrupa Sanatı: Bu bölümde Rembrandt, Rubens, El Greco, ve diğer ünlü Avrupalı sanatçıların eserleri sergilenmekte. Müze aynı zamanda çeşitli geçici sergilere, etkinliklere ve sanat eğitim programlarına ev sahipliği yapmakta.


George Enescu Müzesi, Bükreş'te bulunan, ünlü Rumen besteci, kemancı, piyanist ve orkestra şefi George Enescu'ya adanmış bir müze. Müzede Enescu'nun yaşamı, kariyeri ve sanatıyla ilgili birçok kişisel eşya, belge, müzik enstrümanı ve fotoğraf sergilenmekte. Müze, Cantacuzino Sarayı olarak bilinen etkileyici bir binada yer almakta. Bu saray, 1901-1903 yılları arasında inşa edilmiş ve Bükreş'in en güzel mimari eserlerinden biri olarak kabul edilmekte. George Enescu, yaşamının son yıllarında bu sarayda yaşamış ve müze onun anısına kurulmuş.



Bükreş'in eski şehir bölgesi, Old Town, diğer bir adıyla Lipscani, şehrin kalbi ve tarihi dokusunun merkezi. Bu bölge, Bükreş'in Osmanlı, Yunan, Yahudi ve diğer kültürel etkilerle şekillenmiş zengin geçmişini yansıtan dar sokaklar, taş döşeli caddeler ve klasik binalarla dolu. Lipscani, geçmişte ticaretin merkezi olan bir bölgeymiş ve adını, çoğunlukla Almanya'nın Leipzig şehrinden gelen tüccarların buradaki faaliyetlerinden almış. Bugün, eski şehirde birçok restoran, bar, kafe, sanat galerisi ve butik mağaza bulunuyor. Ayrıca, bölgede yer alan tarihi yapılar, kiliseler ve müzeler, ziyaretçilere Bükreş'in tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetme fırsatı sunuyor.

Lipscani'nin atmosferi, hem gündüz hem de gece oldukça canlı. Özellikle akşamları, bölge Bükreş'in en popüler eğlence merkezlerinden biri haline geliyor.



Bükreş'teki Zafer Bulvarı, Romanya'nın başkentinde yer alan önemli ve tarihi bir cadde. Şehir merkezine yakın olan bu bulvar, birçok hükümet binası, tarihi yapı ve önemli kültürel mekanları barındırıyor. Ayrıca alışveriş ve yeme içme olanaklarıyla da biliniyor. Zafer Bulvarı, Bükreş'in gelişen şehir yapısının bir parçası olarak, Romanya'nın modernleşme sürecinde önemli bir rol oynamış.


Bükreş’in sembollerinden Zafer Takı, Romanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparak bağımsızlığını ilan ettiği 1878 tarihinde inşa edilmiş. Başlangıçta ahşap olarak yapılan anıt, daha sonra mermere dönüştürülmüş. Bükreş’in Paris’e benzemesi nedeniyle aldığı “Balkanların Paris’i” sıfatının somut bir örneği olan Zafer Takı, tam anlamıyla Paris’teki benzerini andırıyor. Şehre gelen gezginlerin bolca ziyaret ettikleri bu noktada günün her saati fotoğraf çektiren yabancılara rastlanıyor.

Stavrapoleos Manastırı, 1724 yılında inşa edilmiş. Bükreş’in Eski Şehir olarak anılan bölgesindeki en önemli yapılardan biri olan manastır, Yunan bir keşiş tarafından yaptırılmış. Yıllar sonra 1977’deki büyük depremde hasar gören bina, özenli bir çalışmayla eski haline getirilmiş. Günümüzde UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren Stavrapoleos Manastırı’nın bahçesinde sıralanan taşlar, ilginç hikayeleriyle insanı kendisine çekiyor.

Curtea Veche (Eski Soylu Mahkemesi), 15. yüzyılda III Vlad nam-ı diğer Dracula döneminde yapılmış bir mahkeme. O dönemde suçlu olan asillerin ve soyluların yargılandığı ve zindanlara atıldığı bir yer olan mahkemeden bugün birkaç mezar, duvarlar ve su kemeri geriye kalmış.



Bükreş'te birçok güzel park ve yeşil alan da

mevcut. Bunlardan bir kaçını sıralarsam;


Herăstrău Parkı : Şehir merkezinin kuzeyinde yer alan bu büyük park, gölü ve geniş yürüyüş yolları ile biliniyor. Ayrıca içinde bir açık hava müzesi (Muzeul Satului) bulunuyor.


Tineretului Parkı: Şehir merkezinin güneyinde bulunan bu park, geniş bir alanı kaplıyor ve çocuklar için oyun alanları, spor tesisleri ve göletler sunuyor.


Cişmigiu Bahçeleri: Şehir merkezinde, Bükreş'in en eski parklarından biri olan Cişmigiu Bahçeleri, göleti ve tarihi ağaçları ile ünlü.


Carol Parkı: Şehir merkezine yakın bir diğer önemli park olan Carol Parkı, geniş yürüyüş yolları, anıtlar ve heykellerle dolu.


Bükreş'te deneyebileceğiniz bazı yöresel yemekler şunlar:

Sarmale: Lahana yapraklarına sarılmış kıyma ve pirinç karışımından yapılan bir tür dolma.

Mici (Mititei): Baharatlı, ızgarada pişirilmiş küçük köfteler.

Ciorbă de burtă: İskorpit çorbası, genellikle sığır tripe ile yapılan ve ekşi kremayla servis edilen bir çorba.

Mămăligă: Mısır unu ile yapılan geleneksel bir tür polenta.

Papanasi: Tatlı bir peynir keki, genellikle reçel ve ekşi krema ile servis ediliyor.


Yeme içme mekan önerisi:


Caru’ Cu Bere buranın ünlü restoranlarından biri. Sadece içini görmek için bile gidilebilir. 1879’da açılmış lokanta hem mimarisi hem de harika yemekleriyle ünlü. Önceden rezervasyon yaptırmadan gitmemek gerekiyor. Burada soğanlı ekmek kasesinde füme pastırmalı geleneksel fasulye çorbasını, ardından hardallı mici (derisiz sosis) tadabilirsiniz. Yemek turunuzu reçel ve ekşi krema ile doldurulmuş papanasi (geleneksel kızarmış veya haşlanmış hamur işi) ile bitirebilirsiniz. Ev yapımı bira ısmarlamayı unutmayın.



La Mama Restaurant, Bükreş'te popüler bir restoran olup, genellikle geleneksel Romanya yemekleri sunuyor. Menüde genellikle çorba, et yemekleri, mezeler ve tatlılar bulunuyor. Restoranın iç dekorasyonu genellikle Romanya'nın geleneksel tarzını yansıtıyor. Yemekler lezzetli ve servis kalitesi oldukça iyi.

Abel's Wine Bar'da şarap ve peynir tadımı yapabilirsiniz. Farklı peynir türleriyle en iyi Romen şaraplarından bazılarını deneyimlemek için kusursuz bir yer.


Hard Rock Cafe,

Bükreş'in en büyük parklarından biri olan Herăstrău Parkı'nın yakınında, doğal güzellikler içinde yer alıyor. Bükreş Hard Rock Cafe, klasik Amerikan mutfağından esinlenen geniş bir menüye sahip. Burgerler, steakler, salatalar ve çeşitli atıştırmalıkların yanı sıra, geniş içecek seçenekleri de mevcut. Restoran, Hard Rock Cafe'nin dünya genelindeki şubelerinde olduğu gibi, duvarlarında ünlü müzisyenlere ait orijinal müzik enstrümanları, kostümler ve diğer hatıra eşyaları sergiliyor. Mekân aynı zamanda canlı müzik performanslarına da ev sahipliği yapıyor. Hem yerel hem de uluslararası sanatçılar burada sahne alıyor ve müzik severlere keyifli bir deneyim sunuyor.



Konaklama önerisi :Mycontinental Bucuresti Gara de Nord

Calea Grivitei 143b, Sector 1, 010741 Bükreş, Romanya • Metro istasyonuna 150 metre (Gara de Nord 1) • Merkeze mesafe 2,3 km



2 Eyl 2024

6 dakikalık okuma

0

20

0

İlgili Yazılar

Yorumlar

Fikirlerinizi Paylaşınİlk yorumu siz yazın.
bottom of page