Benimkisi

“Vahşi Doğanın Kalbinde: Nusa Penida Adası”
Ağu 18
2 dakikalık okuma
1
8
0
Bali'den sadece kısa bir tekne yolculuğuyla ulaşabileceğiniz ama sanki bambaşka bir dünyaya adım atmışsınız gibi hissettiren bir yer Nusa Penida. Burası, Bali’nin turistik kalabalığından kaçmak isteyenler için adeta bir sığınak. Doğa burada vahşi, yollar bozuk ama manzaralar nefes kesici. Her virajda bir kartpostal karesi, her tepede bir hayranlık duygusu sizi bekliyor.
Kelingking Beach, adanın en ikonik noktası. Yüksekten baktığınızda dinozor şeklinde bir burun gibi uzanıyor denize. Aşağıya inmek cesaret işi; merdivenler adeta uçurum kenarına oyulmuş. Ama inerseniz, altın sarısı kumsal ve dev dalgalarla baş başa kalırsınız. Gerçekten başka bir evren gibi.
Broken Beach ve Angel’s Billabong ise doğanın kendini biraz fazla cömertçe sergilediği yerler. Dalgaların kayaları oyarak oluşturduğu doğal köprü, havuz gibi görünen deniz girintileri... Fotoğraf çekmeye doyamıyorsunuz ama bazen sadece izlemek daha iyi geliyor.
Crystal Bay; Şnorkelle yüzmek ve gün batımı izlemek için en popüler yerlerden. Denizi nispeten daha sakin, berrak suyu ile balıkları ve mercanları rahatça görebilirsin.
Atuh Beach; Uzakta, biraz yolculuk gerektiriyor ama değiyor. Uçurumların arasında gizlenmiş bembeyaz bir plaj. Sabah güneş doğarken buradan izlemek unutulmaz bir deneyim.
Diamond Beach; Bembeyaz kayalıkların ve turkuaz denizin birleştiği kartpostallık bir yer. Sahile inmek için yapılan merdivenler biraz ürkütücü ama manzara muhteşem.
Teletubbies Hills; Adanın yeşil, yuvarlak tepeleri. İsmini gerçekten de çocukluktaki Teletubbies dizisini andıran manzarasından alıyor. Özellikle gün doğumunda çok güzel oluyor.
Yollar bozuk demiştim; evet, motor kiralayacaksanız dikkatli olun. Ama bu zorluklar, adayı özel kılıyor aslında. Hâlâ doğallığını büyük ölçüde korumuş, fazla yapılaşmamış, yer yer yabanıl. İnternet çekmiyor olabilir ama yıldızlar çok güzel parlıyor.
Nusa Penida’da zaman yavaş akıyor. Belki biraz zorlanıyorsunuz ama sonunda “İyi ki gelmişim” diyorsunuz. Çünkü burası, sadece bir ada değil; biraz da kendinle baş başa kalma fırsatı. Hem dışarıyı, hem içini keşfetme alanı.
İpucu: Sabah erkenden giderseniz kalabalık öncesi sessizliğin ve manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ve yanınıza mutlaka su, şapka ve sağlam bir çift ayakkabı alın!





























